17 Ağustos 2012 Cuma

39. hafta ve sabırsız geri sayım...

Evet yanlış okumadınız bu hafta da nihayet geldi çattı:) Artık her şey daha gerçek sanki:)

Yukarıdaki cümleden de anlaşılacağı üzere endişeliyim, sabırsızım, korkuyorum ve bir sürü değişik duygu içerisindeyim. Artık 9 aydır karnımda taşıdığım yavrum her an dışarı çıkmaya karar verebilir ve bir hayalden gerçeğe dönüşebilir. Ve bilirsiniz ki tüm hayaller gerçeklerine göre sorunsuz ve mükemmeldir. Bu yüzden korkuyorum, sağ salim oğlumuza kavuşmayı her şeyden çok istiyorum. Neyse anne adayı evhamları ile içinizi bunaltmayayım en iyisi.

Ejderhan'da artık çok daha telaşlı, yada artık o da saklamakta zorlanıyor heyecanını:) bir garip süreçteyiz, çok mutluyuz, çok da sabırsız, "gelsin de sevelim, çok özledik" deyip duruyoruz sürekli... büyükanne ile büyükbaba da çok endişeli beni bir an bile olsa yalnız bırakmamak için neredeyse bahçedeki sebzeleri bile toplamaya gitmeyecekler köye. Gülüyorum onlara keşke o kadar kolay doğurabilsem diyorum, sancılar başlasa bile siz 1 saatte gelirsiniz, sonrada en iyi ihtimal 7-8 saat (kötüsü 20 saat) beklersiniz hiç merak etmeyin, rahat olun diyorum ama ne fayda:)

Dün Ejderhan'a işteyken telefon edip "sancılar başladı" provası yaptırmak istedim, ama telefonu açıp "alo canım" dedim o'da " bi dk ben seni arıyorum" dedi ve telefon kapandı, şaka yapma hevesimin kursağımda kaldığına mı yanayım yoksa durum gerçek olsaydı ne olurdu diye onu mu düşüneyim bilemedim doğrusu:) Beş dk. sonra aradı bizimki, şarjı bitmiş, arkadaşının telefonundan aradı, "Bir şey olursa beni bu numaradan ara" dedi. Ben de "Sancılar başladı diyecektim" dedim. "Ne? Ne insafsızsın" dedi gülüştük, umarım ders olmuştur babaya...

Bu arada, Koray bey sanırım kendiliğinden doğmayacaksın sen:) doktor hanım hala herhangi bir işaret olmadığını söylüyor. Ne kasılma, ne sancı, ne incelme, ne de kanala girme gibi... Bekliyoruz normal yollardan gelmeni ama sanırım senin rahatın yerinde, bayram sonrasına kadar sana müsaade, sonrasında ne sevgili babacığın ne de cici doktorun çok fazla içeride kalmana izin verecek gibi durmuyorlar. Benden söylemesi, gel sen akıllı akıllı kendi bildiğin yollardan, olmaz mı:)

Haftaya görüşmek üzere...

week 36 and hello from big mama candidate:)

Günaydın sevgili blog,

bir süredir sıcaklarla cebelleşiyoruz. Kayseri gibi akşamları oldukça serinleyen bir memlekette yaşıyor olmamıza rağmen son günler klimasız geçmiyor maalesef. Gece bile sabah 5'e kadar klima karşısında oturma odasında kanepede uyukluyorum. Canım oğlum sen içeride kim bilir ne haldesin? Artık kocaman oldun, o büyük hareketlerinden anladığım kadarı ile içeriye sığmakta güçlük çekiyorsun ama kabul etmeliyim ki o müthiş hareketler beni benden alıyor... Son 10 günde ters döndükten sonra iki kere baş aşağı döndüğün için 3. de olacak diye korkuyorum ama bundan sonra çok zor olduğunu söyledi doktor hanım. Umarım yapmazsın öyle bir yaramazlık.

Biricik halan geldi ziyaretimize, seni çok merak ediyor, doktor kontrolünde ona da yüzünü göstermedin gerçi ama ne yapalım, sen gelince göreceğiz artık güzel yüzünü inş. Odan, kıyafetlerin hatta bazı oyuncakların bile hazır, ama anne baba ne kadar hazır onu da sen gelince anlayacağız:) Kısacası beklemedeyiz canım oğlum sen ne zaman gelmek istersen gelebilirsin ama yine de şu 37. hafta bi dolsun, akciğerlerin iyice gelişsin öyle gel, e mi?


26 Temmuz 2012 Perşembe

33. hafta

Selam sevgili blog,

Bu hafta yazdıklarımı yayınlamayı unutmuşum, gecikmeli de olsa yayınlayayım en iyisi.

33. haftaya geldiğimize hala inanamıyorum. Artık yani hafta hafta saymayı bıraktıktan sonra günler daha çabuk geçmeye başladı sanki. Bu hafta çok hareketli geçti, önce yeni ofisime taşınma öncesi hazırlıklarla, daha sonra ise o yorgunlukla geçti. Doktordan doğum öncesi 5 haftalık iznimi doğum sonrasına aktarmak için bir rapor aldım. Bunu iş yerine de tebliğ ettim. Temmuz'un sonunda mecburi izne ayrılana kadar çalışacağım, neyse ki üniversitede yaz dönemi olduğu için ve yaz okulu gibi bir derdimiz olmadığı için oldukça esnek çalışma saatlerine sahibim.

Bu arada oğluşum doktorunu ve beni şaşırttı, iki hafta önce baş aşağı pozisyona gelmişken bugün doktor randevusunda makat pozisyona döndüğünü şaşkınlıkla gördük, normal doğum isteğim gerçekleşemeyecek diye çok korkuyorum, 36'ya kadar döner belki dedi doktor, umarım döner.?!

30 haziranda doğum günümü kutladık. Anne adayı olarak doğum günümü kutlamak çok garip geldi aslında, ilk defa kendimi şımaracak kadar küçük hissetmedim sanki:( Evet büyüdüm, Koray doğunca daha da büyümüş olacağım... 10 gün sonra Ejderhan'ın doğum günü var, evet ikimiz de yengeciz, ona ne gibi bir hediye alacağımı düşünürken, bisiklet hayalimiz geldi aklıma, ben şu aralar bisiklet için pek uygun bir fiziksel durumda olmasam da onu bu yaz da bisikletsiz bırakmaya gönlüm razı olmayacak galiba, hem Koray büyüyünce peş peşe sürerler bisikletlerini, ne de güzel bir görüntü oluştu zihnimde:) nazar değmesin...


13 Haziran 2012 Çarşamba

30. haftadan merhaba!

Sevgili blog, seni ihmal ettim özür dilerim...

Aslında bir bahanem de yok bu ihmali açıklayacak, bilemiyorum belkide tek tek haftaları saymaktan sıkıldığım içindir. Sabırsızlanıyorum artık, sadece ben de değil, oğluşumun babası, dedesi, anneannesi, babaannesi, teyzesi, halası kısaca herkes sabırsızlanıyor. Günler geçmez oldu sanki, ama bir taraftan da 10 hafta kaldı, yaklaşık 2 ay...çok uzun sayılmaz yani...

Dün 30 hafta 3 günlükken doktor kontrolündeydik, Koray 1.5 kg...Maşallah. Kemik gelişimi bir hafta ileri görünüyor ve baş aşağı pozisyona dönmüş!!! Yeyyy, nedense hep son ana kadar dönmeyecek diye düşünüp endişeleniyordum. Normal doğum için herhangi bir sıkıntı yok gibi şimdilik. Gerçi benim doğum yaklaştıkça doğum ile ilgili endişelerim artmaya başladı ama olsun, pek dillendirmemeye çalışıyorum. Yüzyıllardır insanların doğurduğu gibi normal doğum istiyorum, son ana kadar bir aksilik olmazsa. Her iki yöntemin de artıları eksileri var, araştırdım, bakalım bizim doğum hikayemiz nasıl olacak?

Bu hafta oldukça verimli geçti Koray'ın odasının hazırlıkları açısından, oda neredeyse tamamlanmak üzere, daha önceden beşiğini ve gardolabını almıştık ve kurmuştuk dedesi ve anneannesi ile birlikte, sonra babası ile İşbir yatak tan lateks (kauçuk ağacının öz maddesinden yapılmış) bir yatak ve güzel bir bebek yorganı aldık. Çok rahat görünüyor gerçekten. En son dün anneanne ile beşik takımını aldık mothercare'den. Oda neredeyse tamamlanmak üzere. Alt değiştirme masası bile var kuzucuğumun. Kıyafetler yıkandı ütülendi, doğum çantası için alışverişler son hız devam ediyor, ne çok şey varmış alınması gereken...Kafamda hala bitmek bilmeyen sorular bu gerekli mi? Şunu almalı mıyız? O yüzden sürekli internette bu konuları okuyorum, bebek alışverişi listeleri, gereksiz ürünler listeleri, bloglar saolsun...

Gelelim önümüzdeki haftasonu için gündemimize, misafirlerimiz geliyor, yaşasın. Öncelikle oğlumun Hasan amcası geleceğini haber verdi, bir yıllık ABD kaçamağı öncesi, kendisi herşeyi göze alıp, çocuk doktorluğuna bir yıl ara verip, ingilizce öğrenmek için ABD'ye gidecek ve gitmeden önce vedalaşmak izin bize geliyor. Ayrıca, oğlumun kardeşi, Selin bebek ve anne babası, Aysel ve Tekin'de bu hafta nihayet Kayseri'ye bizi ziyarete gelecekler, çok keyifli bir hafta sonu olacak eminim. Selin'i çok özledik, en son bir aylıktı gördüğümüzde ve sürekli uyuyordu çitlembik prenses. Şimdi sanırım 2.5 aylık oldu, eminim çok daha güzelleşmiştir. Koray'ın beşiğini ilk o test edecek, sonra da beşik kertmesi yaparız artık;)

Bu haftalık benden bu kadar, arayı çok uzatmadan yazacağım yine, söz...

Sevgiyle...






9 Mayıs 2012 Çarşamba

25. hafta oldu:)

Merhaba sevgili blog,

uzun bir aradan sonra büyük değişimlerle karşınızdayım. Büyük değişim eşittir 7kg:( Her ne kadar bazı hamilelik siteleri bu kilo artışının 25. haftaya göre normal olduğunu söylese de ben pek rahat değilim. Zaten pek ufak tefek biri olmadığım için giderek penguenliğe doğru ilerleyeceğimi ve sıcak yaz aylarının benim için pek kolay olmayacağını öngörmek zor olmuyor.

Geçen hafta, Ankara'ya yaptığımız 3 günlük bir kaçamak öncesi doktor kontrolünden geçtik. Her şey normaldi, Koray'ı gördük, 760 gr'a ulaşmıştı benim küçük pıtırcığım, o da artık pıtırcık sayımaz değil mi? Doktorumuz tüm gelişiminin haftası ile uyumlu olduğunu söyledi, hatta kemik yoğunluğunun oldukça iyi olduğunu belirtti. Ben de zaten artık daha da büyüyen hareketlerinden kemiklerinin irileştiğini anlayabiliyorum. Bazı saatler dalgınlıktan mı yoksa günlük hayatın karmaşasından mı bilemiyorum hareketleri hissedemiyorum ve korkuyorum. Hemen kötü senaryolar beliriyor zihnimde, yoksa uyurken zarar mı verdim, yoksa çok mu eğildim vs vs. Hemen bir şeyler atıştırıp yarı uzanma pozisyona geçiyorum ve bekliyorum bizim yaramazın hareketlenmesini. Neyse ki çok bekletmiyor beni kuzucuk:) O anki mutluluğum görülmeye değer...

Bu ufak endişelerin dışında oldukça iyiyim, günler çok çabuk geçiyor. Biz bebeğimiz için hazırlık yapıyoruz ve başbaşa geçireceğimiz son aylarımızın tadını çıkartıyoruz. Ankara gezimiz yine çok güzeldi, ilk önce alışverişle başladık, Koray'a ana kucağı aldık, Maxi Cosi Cabriofix, Sonra Gaye ile buluştuk ve biraz daha alışveriş yaptık, hem babaya hem anneye hem Koray'a:) Akşam arkadaşlarımız Bilge ve Evren'in evinde kaldık, ama öncesinde onlarla ve diğer arkadaşlarımızla (Deniz, Mine, Evrim) yemeğe çıktık, Kanatçı'da benim su ile eşlik ettiğim bir rutin yemek daha yendi, keyifli sohbet ve bol kahkaha eşliğinde. İyi ki varsınız canım arkadaşlarım. Gece Türk eğitiminin sorunları ve özel okul-devlet okulu tartışması ile 03.30 sıralarında son buldu. Doğmamış çocuklarımız için endişelendik yine...

Ertesi gün sabah güzel bir kahvaltının ardından Fetal Eko için doktorumuzun yolunu tuttuk. Doktorumuz aynı zamanda Ejderhan'ın eski iş arkadaşı Ayhan abi'ye ne kadar teşekkür etsek azdır, zira kendisi haftasonu tatilini bizim küçük yaramazın kalbini incelemek için kesintiye uğrattı. Yaklaşık 45 dakika süren ayrıntılı inceme sonrasında rutin dışındaki bu kontrolden de neyse ki bir aksilikle karşılaşmadan çıktık. Ne zormuş anne-baba olmak, ne kadar korkuyor insan O'a bir şey olmasından...

Doktor randevusu sonrasında yine alışveriş, H&M'den hem Koray'a hem anneye ciciler alındı, biraz dinlenmece, sık sık yemek yemece eşliğinde gezdik eğlendik Ankara'nın özlediğimiz yerlerinde. Akşam için planımız çok önceden hazırdı, GOP'ta ki Adana Sofrasında Serdar, Deniz, İlteriş ve Şahika ile yemek yiyecektik, biz Evren'i de ısrarla götürdük yemeğe, Deniz ve Serdar'ın da iki arkadaşı varmış misafir, yine kalabalık bir grup olarak 9 kişi, sohbetin ve yemeğin dibine vurduk. Saolsunlar...

Ertesi sabah canım adaşım bizi cici evinde kahvaltıya çağırmıştı, Bahçeli'den aldığımız Ankara simitleri ile beraber Ayrancı'nın yolunu tuttuk. Enfes bir kahvaltı bizi bekliyordu, Evrim ve kardeşi Nuri bizi çok güzel ağırladılar. Evrim'in muhteşem el işi ahşap boyama eserlerini incelerken kendimi onlardan birini aşırmamak için zor tuttum diyebilirim:) Neyse söz verdi bana da yapacak... Kahvaltı sorasında Ayrancı antika pazarında kısa bir tur attıktan sonra İKEA'nın yolunu tuttuk. Evren ve Bilge'de bize eşlik etti, bir iki ufak tefek eşyadan sonra Koray'a bir beşik ve bir gardolap aldık. İKEA'dan çok parçalı büyük eşya alanlar bilir nasıl bir hengame oduğunu, neyse güç bela kargoya verdik büyük parçaları ama çok da yorulduk, Evren teyzesi ve Bilge amcası olmasa biz kendi başımıza beceremezdik bu işi, şimdi bir de montajı var, bakalım ne olacak halimiz?

Bu günlük benden bu kadar, hasretle bekliyorum Koray'ı ve anne olmayı...


23 Nisan 2012 Pazartesi

Bebeğimi beklerken 22 hafta doldu...

Merhaba sevgili blogum,

hala seni kendime saklıyorum:) Sanırım Koray gelince arkadaşlarımı ve ailemi bilgilendireceğim. O zamana kadar bir kaç göbek fotosu eklemek istiyorum aslında, umarım bu hafta yapabilirim. Zira 5.5 kilo almış durumdayım ve kilo alım hızım çok arttı son iki haftada :( Bu durum ve havaların ısınması alışveriş ihtiyacını da getirdi doğal olarak. Nihayet iki gün önce kendime bir kaç tane t-shirt, gömlek vs aldım ancak, maalesef hamile pantolonları konusunda şansım yaver gitmedi, şimdilik daha önceden aldığım pantolonla idare ediyorum  ama pek rahat olduğunu söyleyemem.

Bu hafta oldukça güzel ve hareketli geçti. İş yerinde sürekli çeviri yapmakla meşgulüm. Bu kitap çevirisi artık son haftasına girdi ve elbette son ana kadar yetiştirme çabası içerisinde olacağım:) Diğer taraftan babacığımın köyümüzde yaptırdığı ev artık oldukça sona yaklaştığı için, seramik-kapı-dolap-duş kabin vs seçimleri yapmak için inşaat malzemeleri satan yapı marketleri dolaştık bütün hafta. Dün bir hafta aradan sonra inşaatın son halini görme fırsatı yakaladım. Her şey çok güzel olmuş ancak daha çook iş var:( Ben bahçeyi çiçeklendirmek için sabırsızlanıyorum. Bir sürü tohum ve soğan aldım bile. Hafta içi belkide onları ekmek için gidebiliriz köye.

Bu arada miniğim içimde kıpır kıpır ve büyümeye devam ediyor. Su sıralar yarım kilodan biraz hallice:) Her yediğim yemeğe, tatlıya tepki vermeye devam ediyor. Artık sesleri daha iyi algılayabiliyor, bu yüzden çeşitli müzikler dinletiyorum kendisine ve baby center'ın da önerdiği gibi müziğe kendimi bırakıp, müthiş dans hareketlerimi sergiliyorum! Koray da içeride eğleniyordur umarım:) Bu arada Koray'ımın babası da boş durmuyor tabii ki:) NBA maçlarını dinletmenin yanı sıra timeless rock ballads albümünden parçalar dinletmeye başladı mesela...

Koray'a: Merakla bekliyoruz seni yavrucum, nasıl bir bebek olacağını, kime benzeyeceğini, nasıl huylarının olacağını konuşup duruyoruz. Seni çok seviyoruz. Güzelce büyü, zamanı gelince sağlıkla gel bize!!!

Sevgiyle kalın...






15 Nisan 2012 Pazar

21. hafta biterken

Selam haftalık:)

Bu hafta içimdeki kelebeği dinlemek ve takip etmekten başka çok fazla bir şey yapabildiğimi söyleyemeyeceğim maalesef. Gece uyurken (iki yastık kullanıyor olmama rağmen) kendimden geçip bebeğimi rahatsız ediyormuyum acaba düşünmekten kendimi alamıyorum. Her sabah hadi hareket et bebeğim diye uyanıyorum sabahları. Hemen ilaçlarımı (elevit- neredeyse tanıdığım tüm hamilelerin aldığı multi vitamin, eutrox-tiroid rahatsızlığım için aldığım ilaç ve demir ilacım) bol su ile yutuyorum ve sonra tekrar uzanıp bekliyorum 10 dk kadar ve o ilk kıpırtıyı duyar duymaz rahatlıyorum. Ohh bir şey olmamış yavrucuğuma diye:) Psikopat anne adayı!

Yediğim yemeğe, tatlıya, süte ya da uzun süre bilgisayar başında oturup yaptığım çeviriye tepki veriyor Koray! Ya da ben öyle algılıyorum. Koray acıkmış, susamış, canı tatlı istemiş, yorulmuş!!! Böylelikle kendi günahlarımı azaltıyorum. Hamileliğin de bir şerefi olması lazım değil mi? Canım babam biri hasta olduğu zaman yorgan döşek yatmak ve nazlanmak gerektiğini, hastalığın da bir şerefi olduğunu söyler hep. Ben de bu sözü hamileliğe uyarlayıp hamilelik kredilerimi kullanıyorum kendimce :P

Yarın 22. hafta doktor randevumuz var, yine göreceğiz seni, bize güzel pozlar ver olur mu?

Sevgilerimle,