23 Mart 2012 Cuma

Koray'ı beklerken 17. ve 18. hafta...

Merhaba sevgili günlük:)

yine uzun bir aradan sonra yazıyorum. Geçen hafta yazdıklarımı yayınlamak istemedim, aslında biraz umutsuz buldum yazdıklarımı o yüzden yayınlamaktan vazgeçtim son anda. Her neyse, nihayet her şey yolunda. Benim bitmek bilmeyen iş sorunlarım yüzünden 17. haftayı biraz sıkıntılı geçirdik. İstifamı kabul etmediklerini öğrendim ve işe gitmeyerek beni müstafi saymaları için uğraştım ama onun için bile uğraşmam gerekti. Neredeyse 3 kere noterden ihtarname göndermem gerekti. En sonunda iki gün önce eski işimden paçamı kurtarabildiğimi öğrendim. Artık yeni işime başlamak için bir girişimde bulunabilirdim. Dün hemen bir dilekçe yazdım ve atamamı istedim. Hala beklemedeyiz ama en azından umutluyum...

Gelelim hamilelik semptomlarına. Akşamları erkenden bastıran uyku haricinde oldukça iyiyim. Enerji seviyem ilk üç aydakine oranla çok çok arttı. Kendimde yemek yapmak ve daha pek çok şey için güç bulabiliyorum artık. Bu yeni durumda belkide ısınan havaların etkisi vardır. Nihayet ağır geçen kışın etkisini yavaş yavaş atıyorum üzerimden. Son bir haftadır ufak tefek kıpırtılar hissediyorum, aslında erken olduğunu bilsem de bunlar acaba Koray'ımın hareketleri ve ultrasound'da gördüğümüz meşhur taklaları olabilir mi diye düşünüyorum. Belki de ben erken hissediyorumdur olamaz mı? Bu iki hafta boyunca Koray'ı iki kere görme fırsatım oldu. Yuppiii! İlki geçen hafta 4'lü tarama testini yaptırdığımız zamandı ve her şeyin normal olduğunu öğrendik çok şükür. Bu arada bebeğimizin kemiklerini tek tek inceledi doktorumuz. Kemik gelişiminin haftasına göre oldukça iyi olduğunu ve ağırlığının 200 gr'a ulaştığını öğrendik.

18. hafta oldukça hareketli geçti. Her gün yürüyüş yapma fırsatı buldum havalar güzel olduğu için. Annemlerin akraba gününe katıldım ve yengeme gezmeye gittim. Çalışmaya başlamadan önce ev hanımları neler yapıyorsa biraz onları deneyimleyeyim dedim:) Sonra bir gün annem, teyzem ve yengem ile birlikte yaprak sardık. Ben bu işlerde pek hızlı olmadığım için sadece yaprakların saplarını kesip onlara hazırlama işi bana düştü, ama olsun. Derken ben yine huysuzlandım bir haftadır hissettiğim hareketleri neredeyse 24 saattir hissedemiyordum ve gece de bebek için çok iyi olmayan bir pozisyonda uyumuştum farkında olmadan. Uyandığımda da huzursuzluğum arttı. Neden hareket etmiyordu Koray? Öğlen eşim yemeğe geldiğinde steteskopu ile dinlemesini istedim Koray'ın kalp atışlarını. Ama maalesef duyamadık, belkide benim göbeğimin üstündeki katmanlardan dolayı:) Eşim de benim huzursuz olduğumu görünce dayanamadı ve istersen Dr'a git ve gör bebeğimizi dedi. Ben bunu duyunca hiç vakit kaybetmeden randevu aldım annemlere yakın olan bir özel hastanenin daha öncede bir kere gittiğim doktorundan. Doktor çok komik karşıladı kaygımı ama yine de bu durumla defalarca karşılaşmış olduğu için "kaygınızı giderelim o zaman" diyerek beni bebeğimle buluşturdu. Nihayet duydum kalp sesini ve gördüm güzel yüzünü meleğimin. Biraz daha büyümüştü 12 gün içinde. Doktor down sendromu olup olmadığını anlamak için bazı kemiklere bakıyormuş, burun kemiği ve serçe parmak kemiği gibi. Onları görmek için oldukça uzun bir süre dönmesini beklememiz gerekti. Neyse ki o kemikleri de görebildik. Çok komik bir pozisyondaydı Koray yine. Kafası neredeyse göğsüne değiyordu ve bacakları yukarıdaydı. Elleriyle ise her zamanki gibi boksör pozu veriyordu.

Bu yersiz endişelerimin artık azalmasını umut ediyorum. Sanki buldumcuk oldum, kendime de kızıyorum aslında ama ne fayda. Annelik böyle bir şey belkide, sürekli sağlığı hakkında endişeleniyorsun çocuğunun. Şimdi annemi çoook daha iyi anlıyorum...

Haftaya görüşmek üzere, sağlıcakla kalın...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder